1975’te kurulan Asala, solcu ve aşırı Ermeni milletçisi Marksist Leninist bir terör örgütüdür. Agop Agopyan bilinen ilk lider, 1981’de ölen Agop Tarakçıyan ise cinayet eylemlerini bizzat gerçekleştiren ikinci adamdır. Kuruluşu ile ilgili iki tez mevcuttur. Lübnan’daki Filistin Halk Kurtuluş Cephesinin faaliyetlerinden esinlenerek ve onların da yardımlarıyla ortaya çıktığını savunanlar bulunduğu gibi, 1975’te birkaç Ermeni’nin bir araya gelerek kurduklarını yazanlar da vardır. Sosyalist birleşik devrimci bir Ermenistan kurma amacı kuran örgüt gerici Taşnakları ve emperyalist (!) olarak gördüğü Türkleri ve Türk dostlarını hedef olarak seçer. Ermeni topraklarının (!) kurtarılması için şiddet ve terör vazgeçilmez yöntemdir. İsrail’in Lübnan’ı işgaline kadar örgüt yönetimi burada kalır.
Asala, Beyrut Türk Büyükelçiliği Başkatibi Oktay Cerit’i kahpece öldürerek ilk eylemini gerçekleştirir. Tarihler 16 Şubat 1976’yı göstermektedir. 1979 yılındaki Paris Ermeni Konferansından ise daha da güçlenerek çıkacaklardır.
1983 yılında ikiye bölünen Asala’da Agop Agopyan Grubu, Yunanistan ve Ortadoğu’ya yerleşmiş; çoluk-çocuk ayırımı yapmadan terörist faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu dönemdeki en çarpıcı eylemi, 15 Temmuz 1983’te THY’nin Paris bürosuna düzenlenen ve 8 kişinin öldüğü Orly katliamıdır. Nispeten daha ılımlı (!) grup (ASALA/DEVRİMCİ HAREKETİ) ise Monte Melkoyan ve Ara Toranyan önderliğinde tamamen Türk hedeflerine yönelik bir strateji izler. Batı grubu, Orly saldırısını “tamamen faşist bir saldırı” olarak nitelendirmiştir.
Türkiye’ye zarar veren herkes benim dostumdur anlayışıyla ilerleyen terörist örgüt; Sovyetlerin başını çektiği doğu bloku ülkelerle işbirliği kurmuş, Yunanistan, Suriye ve Amerika’dan destek almış, Ermeni kiliseleri ve Türkiye’de bulunan Ermenilerden maddi yardım görmüştür. PKK/Kongra-Gel/KADEK lobisi ise üzerine ayrı bir makale yazılabilecek tamamen ayrı bir ittifaktır. Asala şu an için bitmiş gibi gözükse de maddi ve manevi tüm ağırlığını bölücü kürt örgütüne aktarmış durumdadır. Gazeteci yazar Nihat Genç’in ise yorumu şöyledir:
ASALA on yıllar boyu uykuda bir örgüt, uykuda olma sebebi PKK gibi ortak ve güçlü bir alet bulmuş olması.. Ermeni lobisi ta başından beri PKK’ya ev sahipliği yaptı, yetmedi Fransa’nın hem siyaseti hem istihbaratı PKK’ya on yıllar boyunca kol kanat açtı..
ASALA Ermeni Terör Örgütü, tüm silahlı eylemlerini Lübnan’dan sonra en büyük hareket üssü olarak gördüğü Fransa üzerinden gerçekleştirir. Ermeniler kendilerine sağlanan hareket serbestliği sayesinde 21 ülkenin 38 kentinde, 39’u silahlı, 70’i bombalı, biri de işgal şeklinde olmak üzere toplam 110 terör olayı gerçekleştirmişlerdir. Gün gelir başkent Ankara’da bile eylem yaparlar. Hatırlayanlar bilir; 1982’nin 7 Ağustos tarihinde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yaptıkları saldırı sonucu 9 kişi hayatını kaybetmiş, 72 vatandaşımız ise yaralanmıştır. Amerikan kaynaklarına göre ise 1968’den itibaren 84 olayda 299 kişiyi yaralamış 46 kişiyi öldürmüşlerdir.
Türkiye’yi gürlediği zaman budanacak, kurumaya başladığı zaman sulanacak bir ağaç olarak gören CIA ile KGB’nin, üç kuruşluk bir terör örgütüne “yol vermesi” tamamen kendi menfaatleri icabıdır. Sovyet terör uzmanı Nurseviç Brutens, dönemin Ortadoğudaki önemli CIA ajanı Frank Terpil bu asalakların en önemli eğitimcileridir. ASALA’nın hedeflerini ise tesadüfi seçmediği yine bu isimler bağlantısıyla bilinçli olarak belirlediği bilinmelidir.
Abdullah Çatlı ile Avrupa’da yürütülen infaz operasyonlarımıza eş zamanlı olarak MOSSAD’dan da destek gelmesi düşündürücü. MİT’te önemli görevlerde bulunmuş Hiram Abas aracılığı ile Lübnan’daki kamplara yapılan baskınlar örgüte büyük darbe vurmuştur. ASALA’nın para kaynakları Türk diplomatlarının listesi ve bazı çok önemli bilgi kaynaklarının ismi ele geçirildiği halde İsrail bu bilgileri asla vermez.