Arşivlerde yaptığımız kısa bir araştırma sonrası gördük ki, bonzai [synthetic marijuana] denen uyuşturucu maddenin Türkiye’ye gelişi 2007’leri buluyor. Olayın ülkemizdeki tarihsel başlangıcına inmekten ziyade, tehlikelerine göz atmakta fayda var. Prof. Dr. Arif Verimli; “Bonzai’nin içindekileri bilmiyoruz” diyerek durumun vahametine dikkat çekiyor. Şu anda kullanılan uyuşturucular arasında; en tehlikeli, en çabuk bağımlılık yapan ve en kısa sürede [kimilerine göre üç yılda] ölüme götüren bir zehir ile karşı karşıyayız.
İki üç kullanım sonrası bile bağımlısı olabileceğiniz; kişilik değişikleri, büyük acılar, baş dönmeleri ve ani öfke nöbetleri yaratan bonzai’yi ‘sentetik esrar’ olarak özetlemek mümkün! İçerisinde fare ve tarım zehiri de olduğu iddia edilen bu illet ne yazık ki basit uyuşturucu testlerinde görülemeyebiliyor ve detaylı tetkikler gerektiriyor. Yaygınlaşmasının bir nedeninin de bu “rutin testlerle ortaya çıkamama” durumu olduğunu söyleyenler var. 2011’de yurt genelinde ele geçirilen uyuşturucu miktarı 48 kilo iken 2013’te 121 kilo bonzai ele geçirilmiş ki yarısından fazlası İstanbul’da saptandı! Çocuk ve aile bakanlığı, narkotik dahil tüm birimlerin seferber olması şart zira gelmiş geçmiş en pis, en ucuz ve ne yazık ki en yaygın zehiri ile karşı karşıyayız..
İstanbul ve çevresinde Ağustos 2010 – Mart 2012 arasında incelenen 1200 bitkisel bileşenin %98.3’ü sentetik kanabinoid idi. Kimyasal olarak farklı olduklarından madde tarama testlerinde tespit edilemezler. Dolayısıyla “denetimli serbestlik” adli tıp ve idrar takibi gibi kişilerin rutin incelendiği durumlarda adli mercilerin elini zayıflatır. Her bonzai’daki zehir farklı olabileceği için alışılagelmiş bulgulardan farklı klinik tablolar ile karşılaşılabilir. Hastalarda oluşacak klinik tablo çoğu zaman öngörülemez. Girişte saydıklarımıza ek olarak; ağız kuruluğu, yorgunluk hissi, aşırı kalp çarpıntısı, sersemlik, hatırlama güçlüğü, çarpıntı, baş dönmesi, bulantı-kusma, konuşmada güçlük, halüsinasyon, kulak çınlaması gibi bilinen bilinmeyen bir çok negatif etkisi mevcuttur.
Eroinden 100 kat daha tehlikeli; bombay mavisi olarak da bilinen bonzai, ne yazık ki kredi kartı ile internet üzerinden de banyo tuzu, kimi zaman bitki besleyici ve kimi zaman da tütsü adı altında temin edilebiliyormuş. Avrupa, Çin ve KKTC kaynaklı web siteleri üzerinden Türkiye’ye geldiği konusunda bilgiler mevcut ancak işin bu kadar da basit olmaması gerekiyor… Gümrüğü – araması – dedektör köpeği yok mudur bu olayın cahilliğimi mazur görün. Böyle haberler çıktığına göre demek ki bu “kokusuz” maddeyi bir şekilde saklıyorlar. Burada görev yine emniyete düşüyor. Ne yazık ki 12 ila 20 yaş arası zayıf karakterli çocuk ve gençler; kimi gariban askerler, arabesk rapçi ve apaçiler, yoksul kişiler tarafından rağbet görüyor. Tekel ve içki üzerindeki baskı ve yasaklamaların da bu tip sentetik uyuşturucuların rağbet görmesine zemin hazırladığını düşünenler var ancak hiç bir gerekçe bir insanın kendisini zehirleyerek öldürmesine mazaret olamaz. Bu tezin aksini savunanlar; “Alkole ödenen paranın onda biriyle kafa buluyorlar (!)” demekte.
Sokak aralarında 5-10 lira karşılığında el değiştiren; adına bonzai [jamaika olarak da bilinir] ya da başka şeyler denen bu sentetik kannabinoidler ESRAR değildir. “Esrar gibi” ya da ‘bitkisel ürün’ yalanıyla satılsalar da, gerçek olan; bitki parçaları üzerine püskürtülmüş zehirli kimyasallar olduğudur.