Öncelikle çay yıkanmalı mı yıkanmamalı mı tartışmaları üzerinden ilerleyelim. Dönemin sağlık bakanı yıllar yıllar önce Çernobil ve çaylar ilişkisi sorulduğu zaman; “Bizim hanım çayı yıkıyor o yüzden içimiz rahat” demişti de milletçe bir oh demiştik. O günden beridir tartışılır duru mevzu. Esasen yıkayanlardan olsam da Rize’deki demleme yarışmasının şampiyonu durumun aksini savunuyor. Ona göre iyi demleme için asla yapraklar yıkanmamalı, iyice kaynayan su tek noktadan ve yavaş dökülmeli, ibriği buharın kaçmaması için güzelce tıkanmalı…
Misal kimileri de çinko demlik tercih edin derken çoğu kişi porselende karar kılmış. Üçüncü bir grup da yıkamayın sadece biraz soğuk su ile ıslatın diyor. Tabi çay demlendikten sonra; “bardağı şöyle bir havaya kaldıracağız, bakınca arkası görülmemeli” diyenler de var ama o kadar da zift içilmemeli mideye zarar.
Porselen ve bakır demlik tercihini size bırakıyorum. Çaydanlığın kireçli olmamasına ve lezzetli su kullanılmasına da dikkat edilmeli. Musluk suyunun kalitesini savunanlar olsa da ben iyi suyla iyi lezzetin geleceğine inananlardanım. Bir diğer ayrımı da belirtmek gerekli. Porselen demliklerin yavaş ısınması kaliteli olumlu yönde etkiliyor.
Bazıları, su tam kaynasın öyle demleyin derken bir diğer görüş kaynaması durduktan ve su durulduktan sonra tek bir noktadan yavaşça dökün fikrini savunmakta. Çoğumuzun umumiyetle yaptığı, ‘çayı koy üzerine suyu dök’ tarzını eleştirip, ‘önce kaynamış suyu demliğe koyup sonrasında çayı ilave edin böylece çay güzelce çökecek ve daha lezzetli olacak’ tarzının olduğunu da belirtelim. Böylelikle haşlanmıyor, demleniyor diyorlar.
Kimi demlerken küp şeker atar, kimi tomurcuk ya da kaçak markalar kullanır tercih sizin. Çayın çöküp çökmediğini kontrol ederek, “demlenip demlenmediğini” anlamak mümkündür arkadaşlar. AJDA vs garip bardaklar sevmediğim için klasik çay bardağında içmeyi tercih ediyorum.
Yapraklar yıkanarak tozlarından arındırılır ve ıslak bir şekilde demliğe konur. Bu sayede aniden ısınmaz; kuruması, yanması, haşlanması engellenmiş olur. Zamanınız müsaitse, çayımızı yıkadıktan sonra demliği soğuk suyla doldurup, çaydanlıktaki suyun kaynaması ile yavaş yavaş ısınmasını beklemek en güzel yöntemdir. Kaçak çay, demliğe bir damla limon suyu, karbonat ya da kesme şeker gibi yöntemleri kullanmıyorum.
Kafkas usulü demleme yöntemini de unutmadan aktaralım. Bu yöntemde alt ve üstteki demliklere soğuk su konur, daha sonra üst demlikteki suya içilecek kadar çay konarak ateşe bırakılır. Alttaki suyumuz kaynarken üstte bulunan çayda ısınmaya başlar ve yaklaşık olarak 30 dk. sonra içilebilecek en güzel demli çayımız hazırdır. Afiyet olsun.
Çay nasıl demlenir madde madde ilerlersek:
- Musluk suyu yerine damacana ya da arıtılmış su kullanmak en iyisi.. Ne yazık ki en kötü çay kahvehanelerde yapılıyor. Nedeni ise basit. Musluk suyu ve kalitesiz ucuz çay kullanıyorlar.. Hele Ankara’da şebeke suyuna lağım karıştığı dedikoduları mevcutken kahvelerin önünden bile geçmeyin.
- Metal demlik tercih etmeyin ancak “bakır” konusunda rivayetler muhtelif! En iyisi ise porselen bahsettiğimiz gibi.. Aynı demlikte aromatik çaylar demlemeyin. “Deterjanla yıkamayın, sadece sıcak suyla temizleyin” diyenler de mevcut. Kokunun sinmemesi önemli elbet.
- Kaliteli çay kullanmak; nem ve güneş görmeyen yerde muhafaza etmek “iyi çay demlemek” için son derece önemlidir. 1 kg dökme çay bir ay gibi bir sürede tüketilir. Buna göre hesabınızı yapabilirsiniz. Koyu renkli ve hava almaz bir kap içerisinde çayımızı muhafaza edelim. Bu şekilde kalite korunmuş olur.
- Çayı fokurdayan suyla; “demliyoruz” diyerek haşlamak da en sık yapılan hatalardan biridir. İşimiz çıkar, bir yerlere gideriz ve o sırada su fokur fokur kaynamaya devam eder, oksijen ve mineralleri de kaybeder… Başında mutlaka durun ve en fazla 10 saniye kaynaması sonrası altını kısarak 2-3 dakika bekleyin. Böylece 70 derecelere düşen suyu tek bir noktadan yavaşça dökerek çayımızı demleyebiliriz.
- Çay tamamen doğal olduğu için, demlendikten sonra 20-25 dakika içinde mutlaka tüketilmelidir. Kafeler vs mekanlar kar amaçlı çalışır ve alacağınız damak tadından ziyade, bir bardakta kırmızı ve sıcak olması yeterlidir.. Nasıl bir su ve çay kullanıldığı konularına ise asla girmiyorum. Saatlerce demlenen kalitesiz bir çay içmeye hazırlanın.
Çay çiçeği ve organik çayı bir ölçü olarak karıştırıyorum. Mesela koca bir bardak “çay çiçeği” koyduysak koca bir bardak da “organik” koyuyorum çay kabına bire bir ölçü yani.. Tomurcuk ve kaçak çayı (Ceylon) da 4’te bir oranında koyuyorum arkadaşlar.. Benim harmanım bu şekilde. Bu arkada gördüğünüz şeffaf kabın içinde Seylan çayı var arkadaşlar.. Paketini attığım için diğer üçünün arasında – görüntü olarak – biraz sırıttı ama affola.. Tabi daha yoğun bergamut aroması isterseniz tomurcuk daha fazla atılabilir..