Cin yakmak herkesin kolayca idrak edebileceği şekli ile, kişiye musallat olan cini öldürmek manasına gelir. Üst düzey bilgili alimler cini şöyle yakmaktadır; kağıda ortasına nokta konulacak şekilde bir daire çizilir. Kişiye musallat olan cine önce iman etmesi ve bu şahsı bırakması teklif edilir.
Cin kabul eder ve kişiyi terk eder ise işlem yapılmaz; alimin teklifini kabul etmez ise (yüzde 90’ı kabul etmeyerek reddeder) uzman kendi yardımcılarına emir vererek kafir cini hapsettirir. Daha sonra girişte bahsettiğimiz bu kağıt yakılır ve hapsolan cin de bu kağıtla beraber yanarak mahvolur, cehenneme gider. Buna manevi ameliyat’da denmektedir. Hasta kişi her hangi bir acı duymaz ancak sadece ufak kasılmalar yaşayabilir. Bazı kişiler cin yakma yöntemi için bu yöntemi tercih eder ancak güçlü yardımcılara sahip olmayan yahut yardımcıları bulunmayan kişiler çeşitli vefkler ve duaları hastaya okuyarak cini rahatsız ederek kaçırma yolunu seçer.
Bizim dünyamızda akşam ezanı ile akşam başlar, bizde akşam başlarken onların aleminde gündüz başlar ve sabah ezanına kadar devam eder sonra onlarda gece olur biz de sabah olur. Bu nedenle cin musallatı olan kişilerin genellikle gece etkileri artar.
Bu metot hem hasta kişi için zor geçer hem de uzun sürebilir. Rahatsızlanan kişi ağlayıp bağırabilir, canı yanabilir ve hatta bayılabilir, hatta cin çıkarken hasta kişiye bir zarar vererek çıkma yolunu seçebilir. Tüm bunlar bir şekilde atlatılmış olsa da o cinin tekrar geldiği görülen bir hadisedir. Bu işler tehlikeli konulardır ve uzmanını bulamadıktan sonra körü körüne karanlık sokaklarda dolaşmak manasızdır. Acemi kişilerden ve neredeyse her mahallede bir tane olan sözde hocalardan ve sahte alimlerden uzak durulmalı.