Cinler ve şeytanlar zaman zaman insanlara zarar verebilirler görüşü özellikle popüler kültürün de etkisiyle şimdilerde yaygın olarak kabul edilse de istediği her insana zarar veremeyeceği düşüncesi nispeten ağırlık kazanır. Günlük ibadetleri ve İslami yaşam tarzını, Allah’ın emirlerini alaya alarak tüm bunlardan uzak yaşayan, günahlarla çokça meşgul olan insanlara şeytan ve cinler umumiyetle zarar verir.
Cin çarpması, toplumumuzda oldukça yaygın olan bir inanıştır. Hemen hemen herkesin, cin çarpmasıyla alakalı bizlere nakledeceği birden çok hadise söz konusudur. Atlamadan belirtelim, bu sadece toplumumuzda değil, hemen bütün topluluklarda böyledir.
Alim kimselerden Şibli, cinlerin insanların bedenine girerek zarar verebileceğine, aralarında başta Ebu’l-Hasan el-Eş’ari’nin de bulunduğu bir çok Ehl-i Sünnet aliminin inandığını, ilave olarak ifadelerinde ve derslerinde bunların altını çizdiğini ve Bakara suresinde bulunan ve faiz yiyenlerin durumunu bizlere bildiren ayette; “Riba (faiz) yiyenler kendilerini şeytan çarpmış birer deliden başka bir halde (kabirlerinden) kalkamazlar.” buyurulmasını buna delil gösterdiklerini nakleder.
“Cinler, imanlı kişilere daha çok hayız-nifas ve cünüplük hallerinde; abdestsiz-namazsız Allahsız kitapsız bir hayat sürenlere de yine bu durumlarda musallat olarak, bu gibi kimseleri değişik şekil ve seviyede baştan çıkarabilirler. Her bir günah, şeytanlara ve habis cinlere açılabilecek bir kapı durumundadır. Çok da umurlarında olmasa da özellikle hassas kimseler, bozuk ruhlular, duadan ve bu atmosferden uzak kitapsız hayatlar yaşayanlar, çok daha çabuk cinlerin tesirine girerler.”
“Tabii ki, cinlerin yaşan alanlarını ve kendi hukuklarını ihlal ve besmele çekilmeden evlerini ve yurtlarını bilerek veya bilmeyerek işgal de cinlerden zarar görmemizde etkili olabilen faktörlerdir.
Bu yüzden Peygamber Efendimiz (SAV), pis yerlere girerken dua etmemizi tembihliyor ve onların bulunması muhtemel; çöplük, mezbelelik, hamam, hela otluk ve hatta kabirlerde namaz kılmamızı yasaklıyor. Evet Efendimiz, tuvalete girerken, “Allahümme innî eûzü bike mine’l-hubsi ve’l-habais.” dememizi öğretiyor, hayatımızın her anında dualı-zikirli-abdestli olmamızı, temiz muhitlerde bulunmamızı, temiz inançlı kimselerle düşüp kalkmamızı, dualarla bir koruyucu katman oluşturmamızı ve ibadetle korunmamızı sürekli olarak emrediyor.”
“Öyleyse, cinlerin ve şeytanların her türlü kötülüğünden emin olmak isteyen bizler, her şeyden evvel Dünya hayatında günahlardan şiddetle kaçınarak, onların girecekleri delikleri örtmelidir.