Cinler ve Şeytanlar Nerede Yaşıyor?

Cinlerin mesken ve mekan edindikleri alanların genel olarak çöplük gibi pis yerler olduklarını daha önceki yazılarımızda sıkça dile getirmiştik. Nitekim Hz. Peygamber efendimiz; evlerde bırakılan çöp ve pisliklerin cinlerin toplantı alanı olacağını bildirmiştir.

Dinimize ve şeriata göre cinler; irade ve şuur sahibi varlıklardır akıl ve irade sahibidirler. Bu sebeple Allah’a (CC) iman etmekle, emirlerine itaat ve ibadet etmekle mükellef oldukları da bilinir. Bu gerek kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Cin Suresinde ve diğer ayetlerde, gerekse hadisi şeriflerde bizlere sıkça bildirilmektedir. Nitekim baştan Peygamberimize hem de Hz. Musa (AS) ve diğer peygamberlere muhatap olarak tebliğlerini takip etmişler ve insanlar benzeri bir kısmı iman edip bir kısmı da inkar etmişlerdir.

Cinler, erkeklik ve dişiliklere sahip ve insanlar gibi nikahlanarak evlenen, tıpkı bizim gibi üreyip çoğalan, doğup yaşam süren ve bu hayattan göçen varlıklardır. Ne var ki ömürleri bizden çok daha uzundur. Buna benzer ömür konularında cinlerin 1500 seneye kadar yaşayabildikleri söylenmektedir. Cinler bize göre farklı bir zaman boyutunda yaşamaktadırlar. Dolayısıyla zamanlarının akışı da farklıdır. Buna bağlı olarak, cinler vasıtasıyla alındığı iddia edilen haberlerin gaybi bilgiler değil, yaşlarına ve tecrübelerine dayalı bilgileri olduğu ortadadır. Bize kapalı olan gayb alemi onlara da kapalıdır.

İman ve Küfür Bakımından Cinlerin Durumları

İnsanlar gibi mümin, münafık ve kafirleri mevcut cinlerin, kafirlerine şeytan denir. Cinler de bizim gibi bu dünyada imtihan olacak ve ahirette hesaba çekilip, cennete ya da cehenneme gidebileceklerdir. İnsanlar da olduğu gibi, imanlı ve salih ameller yapan, hayırlı işler işleyenler cennete, inkarla kafir olanlar, iman ve tevbe etmeden ölenler de cehenneme gidecekler ve ebedi olarak ceza göreceklerdir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle buyurulmaktadır:

“Andolsun ki, Cehennem için de birçok cin ve insan yarattık. Onların kalpleri vardır ama anlamazlar, gözleri vardır görmezler, kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta yol bakımından daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.” Başka bir ayet de şöyledir: “Allah hepsini bir araya topladığı gün, Ey cin topluluğu! İnsanlardan birçoğunu yoldan çıkardınız’ der. İnsanlardan onlara uymuş olanlar, ‘Rabbimiz! Bir kısmımız bir kısmımızdan yararlandık ve bize tayin ettiğin sürenin sonuna ulaştık’ derler. Allah da buyurur ki: ‘Cehennem Allah’ın dilemesine bağlı olarak, temelli kalacağınız durağınızdır’ der. Doğrusu Rabbin Hakim’dir, Bilendir.”

Cinler Yeryüzünün Sakinleridir

Yukarıda mealini paylaştığımız ayet-i kerimeye ve diğer bazı ayetlere göre gerek kafir cinler arasında var olan şeytanlar, gerekse cinler, görünmeden bizleri gözleyebilir. Her türlü vesvese vererek saptırabilir ve yanlış yollara sevk edebilirler. Yine cinlerin de bizim gibi bu Dünyanın sakinlerinden olduğu, varlıkları Kur’an ve Sünnetle sabit olduğu için, varlıklarını inkar etmek küfür olarak kabul edilir.

İnsanların onları fark edememesi en sade tabiriyle görememesi yok olduklarına delil değildir. Çünkü insan, sadece cinleri değil, diğer pek çok şeyi de göremez. İnsanın görmesi, duyması ve idraki de bu boyutta sınırlıdır. Elektrik vb görmediğimiz şeylerin pek çoğuna inandığımız da düşünülürse, konunun daha rahat idrak edilebilir.

Cinler Yalancı mıdır?

Kur’an ve hadislerde cinlerin yalancı oldukları ve Allah’a (CC) karşı yalan uydurdukları bilinir. Ancak bunun yine iman ve takva ile ilgisi olmalıdır. Zira mümine yalan yasak olduğu gibi, cinlerin müminleri için de durum aynıdır. Bu itibarla yalancılar, ya kafir, ya da münafık cinler olmalı veya imanda zayıflığı olan cinlere mahsus olmalıdır.

Her Ülke ve Şehirde Yaşarlar

Cinler, bizim gibi yaşanabilecek her yerde yaşadıkları gibi, yeryüzünün diğer alanlarında da rahatça yaşayabilirler. Bizim gibi bazı memleketlerde ve kıt’alarda şehirlerde yaşarlar. Nitekim Rasulullahı dinlemeye gelen bir kısım cin taifesinin Diyarbakır civarında bulunan Nusaybin’den oldukları bilinmektedir. Ayrıca Hz. Peygambere (sav) gelen başka bir cin kabilesinin, Cezireli olduğu ve efendimizin, Medine’de Müslümanlığı kabul etmiş bir gurup cin bulunduğunu haber verdiği de yine hadislerle bildirilen hususlardandır. Buna ek olarak, efendimizi dinlemeye gelen bazılarının da Yemenli ve civarında bulunan Nusaybinli cinler oldukları da bildirilmektedir.

Her İnsanın Bir Cini Vardır

Cinlerin bizimle yaşadığı ve onları göremediğimiz eskiden beri bilinir. Buna göre onların da insanlar gibi kıdemlenişi, rütbelerinin olması, her türlü İslami ve İslam dışı sosyal, siyasi cemiyetlerinin ve partilerin de bulunuşu, insanlarda galip olan inanç sistemi ve düşüncenin onlarda da galip veya mağlup olması, gelişmişliğin veya geri kalmışlığın mevcudiyeti mümkündür. Özetle tamamen insanlara benzerler dersek yanlış bir ifade kullanmış olmayız. Şüphesiz her hususun en doğrusunu yüce mevla bilir.

Nitekim Müslim’in rivayetinde, “Her insanın meleklerden ve cinlerden bir yoldaşı bulunduğu.” bildirilmiştir. Cabir’den nakledilen bir başka hadisi şerifte Peygamber edendimiz (SAV); “Yanlarında kocaları bulunmayan kadınları ziyaret etmeyin. Çünkü şeytan, herhangi birinizin damarlarında, kan nasıl akıyorsa o şekilde dolaşmaktadır.” buyurmuştur.

Bunun üzerine ashabı: “Seninde mi?” diye sorarlar. Hz. Peygamberimiz: “Benim de, fakat Allah, şeytana karşı bana yardım etti de, o bana teslim oldu (veya Müslüman oldu)” buyurmuştur. Hadiste parantez içinde paylaştığımız “Müslüman oldu” çizgisi tercih edilen bir başka manadır. Ancak hadis alimleri, şeytanın Müslüman oluşunun söz konusu olmadığını beyan ederek, “teslim oldu, boyun eğdi” olarak kullanmanın daha uygun olacağının altını çizmişlerdir. Burada vurgulananın kafir bir cin olduğunu düşünmek, sorunu çözer. Nitekim cinlerin kafirlerine şeytan denildiğini farklı yazılarımızda söylemiştik.

Cinlerin Meskenleri, Cinlerin Evleri Neresidir?

Cinlerin ev ve mesken seçtikleri alanların umumiyetle çöplük benzeri virane pis yerler oldukları, buraları yer seçtikleri anlaşılmaktadır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) efendimiz; evlerde bırakılan çöplerin cinlerin toplantı yerleri olacağını bizlere sıkça bildirmiştir. Ancak mümin bir kimse hangi cinsten olursa olsun pisliği pis alanları sevmez.

Bununla Hz. Peygamberin dinimizdeki temizliğe dikkat çektiği ve görünmeyen cinler gibi, görünmeyen mikropların da çabuk üreyip çeşitli rahatsızlıklara sebep olabileceği hususunda da bazı İslam alimleri görüş beyan etmişlerdir. Çünkü bazı hadislerde cin kavramıyla mikropların kastedilebileceğini de söylemişlerdir. Ayrıca, Sahabe ve sonrasındaki Tabiin dönemlerinde, cinlerin deliklerde yaşadığına hatta evlerimizde dahi yaşayabildiğine dair bir inancın olduğu da görülmektedir. Bununla ilgili bir hadisi şerif paylaşalım:

Abdullah b. Sercis (RA) naklediyor: “Efendimiz (s.a.v), (Yeryüzündeki haşarat) deliklerine bevletmeyi yasakladı.” Bunu sebebi alimlerden Katade’ye: “Bu deliklere akıtmak niye mekruh kılındı?” diye sorulmuştu. O da şu cevabı paylaştı: “Bunların cinlere ait meskenler olduğu söyleniyordu.”