Yaklaşık 570’te Mekke’de doğdu. İslam kaynaklarında Amr bin Hişam el Muğira olarak da geçen, bir zamanların Mekke lideri Ebu Cehil; zeki ve bilgili biri olmasına rağmen İslamiyete olan düşmanca tavırlarından ötürü “Cehaletin Babası” künyesini alır. Kureyş kabilesi tarafından “ebû’l-hakem” olarak da bilinir ve çok kereler hakem tayin edilirdi, bu sözcük; Arapça’da muhakeme, hikmet, hakim türevleriyle aynı köke dayanmaktadır. Zekasına rağmen Peygamber efendimizin (SAV) en azılı düşmanlarından birisidir ve 624 yılındaki Bedir muharebesi sırasında öldürülmüştür. Kureyş müşriklerinin Mahzûmoğulları boyuna mensuptu ve bölgenin ileri gelenlerindendi.
Abdullah bin Mesud tarafından başı kesilerek öldürülmesinden evvel, ensardan Afrâ’nın oğulları Muâz ve Muavviz tarafından tarafından yaralanmış ve beli kırıldığı için yerde yatar vaziyetteydi; “Ey Koyun Çobanı” olarak seslendiği ve o halde dahi küçümsediği Meşhur Sahabe Abdullah bin Mesud’a daha keskin olan yerdeki kendi kılıcını almasını söyler ve “Hiç olmazsa boynumu göğsüme yakın kes ki başım heybetli görünsün, gerdanım görünsün” diyerek ne denli büyük bir düşman olduğunu gösterir. O durumda dahi zenginliğin ve gösterişinin peşindedir. Kesilen kafası; silahı, zırhı ve miğferi Hz. Peygamber’e (SAV) götürülmüş, cesedi Bedir’de müşrik ölülerinin atıldığı Kalîbu Bedr denilen kör kuyuya atılmıştır.
Hayatı boyunca İslamiyete karşı tüm faaliyetlerin; boykot-şiddet, zulüm ve işkencelerin başında olacak ümmetin Firavunu Ebu Cehil; ilk iki şehit olarak kabul edilen Ammar Yasir ve annesini de katleden kişidir. Bir başka belirgin özelliği ise o dönemde yapılan aşiret ileri gelenlerinin katıldığı Dar-ün Nedve toplantılara henüz 30 yaşındayken davet edilip fikirlerine başvurulmasıdır ki normalde bu toplantılara geleneklere göre sadece 40 yaş üstü kimseler katılabilmekteydi. Burada her kabileden seçilecek birer kuvvetli temsilcinin oluşturacağı bir fedâi grubu tarafından Peygamber Efendimizin öldürülmesini teklif edecektir.
Ebu Cehil’in evinin bulunduğu yerde şu anda Kabe’nin tuvaletleri bulunmaktadır. Ebu Cehil’in evi Kabe’ye o kadar yakın ki, orası şimdi Mescid–i Haram’ın tuvaleti olmuş. “Ebu Cehil, Peygamberimizin (SAV) amcası değildir, Ebu Leheb, Efendimizin amcasıdır.” Ebû Cehil, bir keresinde Hz. Peygamber Kâbe’de namaz kılarken üzerine deve leşi attırmıştı.
Bedir Savaşı Nasıl Çıktı?
Müslümanların, dinleri uğruna neleri var neleri yoksa terk edip Medine’ye hicret edişlerinde sonra dahi her fırsatta İslam’a karşı düşmanlığını ispatlayan Ebû Cehil, Bedir Savaş’ının çıkmasına da sebep olacaktır. Hicret gecesi evini muhasara altına alarak öldürülmesini tertipleyen de yine Ebû Cehil’dir. Ebu Süfyan’ın idaresindeki bir Kureyş kervanın Müslümanların eline geçmesini önleyebilmek için büyük bir kuvvetle Mekke’den yola çıkan Ebu Cehil, kervanın kurtulmuş olmasını Mekke yolunda olmasını öğrenmesine rağmen sırf İslam’a düşmanlığı sebebiyle savaşabilmek üzere yoluna devam etmiş, Bedir’e vardığı zaman Hz. Peygamber’in sulh teklifini reddettiği gibi bizzat kendi putperest ordusunda ileri gelen bazı kimselerin harbi önleme düşüncelerine şiddetle karşı çıkarak onları korkaklıkla itham etmiş ve savaşı başlatmıştır.