Hacer el-Esved Hakkında Bilinmeyenler

Sahih hadislerle cennetten indiğine inanılan, Kabe-i Muazzama’nın güney doğu duvarında 1 metre yükseklikte bulunan; tavafın başlangıç yönünü gösteren siyah ve parlak taş; Hacerü’l-Esved (Hacerü’l-Esad), 18-19 cm ebadında, etrafı gümüş halka ile çevrili siyah ve parlak bir taştır. Bir kısım inanışa göre ise yaklaşık boyutu 50 santimetre olan bir meteor parçası olduğu iddia ediliyor. Hacılar hac sırasında Kabe’yi tavaf ederken her bir dönüşte bu taşı mümkün olduğunca selamlar, el sürer veya öperler. Bu taşın bazı parçalarının İstanbul’daki Sokullu Mehmet Paşa’nın ve Kanuni Sultan Süleyman’ın türbelerinde bulunduğuna inanılır.

Taşın bilinen adının Hacerü’l-Esved (Siyah Taş) değil Hacerü’l-Esad olduğu, Tirmizi kaynaklı bir hadise göre taşın cennetten indiği, ilk zamanlar bembeyaz olduğu, ancak günahkarların elleriyle yavaş yavaş karardığı ifade edilir.

İslamiyet önceki putperest dönemde anatanrıçanın rahmi olduğuna inanılır. Yine bir rivayete göre İbrahim peygamber bu taşı Kabe’nin köşesine yerleştirmiştir. Ebu Davud’un rivayet ettiği bir Hadise göre Hacer’ül esved Allah’ın sağ elidir. İkinci Halife Ömer bu taş için: ‘Biliyorum ki sen faydası ve zararı olmayan basit bir taşsın. Allah Resulü’nün seni öptüğünü görmeseydim seni öpmezdim” dediği rivayet edilir. Bu konu, putperestlik konulu tartışmaların da bir bakıma temeli konumundadır ve yıllardır tartışılır.

  • 930 yılında Karmatiler tarafından Kabe’den çalındığı ancak 20 yıl sonra çok büyük bedeller ile Abbasiler tarafından yerine konduğu yine konuşulan bir başka iddiadır. 
  • İbrahim ve İsmail (AS.) tarafından KABE’nin inşası sırasında Ebû Kubeys dağından getirildiğine inanılır. Doğu köşesine, tavafa başlangıç işareti olarak konulur. Tavaf başlangıcında, her şavtın sonunda ve sa’ye başlarken bu taşı istilam etmek sünnettir.
  • Bu taşla ilgili çok hadis-i şerif mevcuttur. Biri şöyledir: (Hacer-ül esved, Cennet yakutlarındandır. Kıyamette, iki gözü ve bir dili olduğu halde getirilir. Tazim ve sıdk ile istilam edenin lehinde şahitlik eder. Riya ve alay ile istilam edenin de aleyhine şahitlik eder.) [Tirmizi]

Osmanlı Padişahı Birinci Ahmed devrinde tekrar tamir edilen Kâbe; onsekiz yıllık bir aradan sonra şiddetli bir sel baskınıyla tekrar yıkılır ve Hacerü’l-Esved’in bir parçası kırılır. Kâbe’nin, Dördüncü Murad’ın emriyle yapılan tamir ve inşasıyla birlikte Hacerü’l-Esved de tamir edildi. Bakırdan yapılmış olan Muhâfaza kabı gümüşle kaplanarak altınla yaldızlandı (M. 1629). Abdülmecid devrinde ise (1839-1861) taşın gümüş çerçevesi tekrar yenilendi.