Hz. Muhammed’in Bahsettiği Tehlike: Fırat’ın Altınları

Kıyamet alametleriyle alakalı mühim hadislerden biri de; Fırat Nehri ve bu nehrin sularıyla ve etrafıyla ilgilidir: Ebu Hureyre (RA) naklediyor; “Fırat nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmaz. Onun üzerine insanlar savaşırlar. Yüz kişiden doksan dokuzu öldürülür. Onlardan her biri: ‘Herhalde savaşı ben kazanacağım.’ der.” [Buhârî, Fiten 24; Müslim, Fiten 29, (2894); Ebu Davud, Melahim 13, (4313, 4314); Tirmizî, Cennet 26, (2572, 2573)] Hadiste vurgulanan altından dağın gerçekten altın bir dağ mı olduğu yoksa mecazi olarak mı böyle belirtildiği şimdilik gizli olsa da İslam alimlerinin bu konuda çeşitli yorumları var.

Kuşkusuz geleceği sadece Allah (CC) bilir ancak; ülkemizden doğan Fırat nehrinin suyu, altın değerinde olacak bir zamana, mecazen bir işaret olabileceği gibi yapılacak barajlardan elde edilecek gelirlere de “altın” sözüyle mana veriliyor olabilir. Şüphesiz tüm bu çıkarımları yapabilmek için siyaset bilimci olmaya gerek yok. Biraz gündemi takip eden, az çok okuyan bir kimse; Kerbela’dan İran-Irak Savaşına ve şimdilerde yaşanan Suriye meselesine kadar ne kadar can sıkıcı hadiseler yaşandığını fark edecektir.

Fırat; önce güneydoğu, daha sonra güneybatı yönünde ilerleyerek Suriye’ye; ardından da Irak’a ilerliyor. Irak içinde 350 km devam ettikten sonra Ramadi’de Dicle-Fırat deltasına varıyor. Hem Fırat suyunun, hem de Karsuyu’nun büyük bölümü karların erimesinden meydana geliyor. 444.000 km²’lik havzanın 123.000 km²’sini, 3000 km’lik uzunluğunun 1230 km’sini bizden almasına karşılık neredeyse tüm suyu ülkemizden geliyor. Fırat tam anlamıyla kusursuz bir su kaynağı. Yağışın Dünya ortalamasına göre çok daha düşük olduğu kurak bölgede bulunması da ayrıca mühim. Dünya petrollerinin üçte ikisinden fazlasına ve doğalgazın büyük kısmına sahip bu bölge aynı zamanda zengin bir maden alanı.

Tabi, Fırat’ Nehrinin suyunun tamamen kaybolarak, altında çok büyük altın ve petrol yataklarının çıkacağı da ifade edilmiş olabilir. Ayrıca toprak çökmeleri ile farklı bir bir maddenin & madenin de bulunması mümkündür. Fakat ne olursa olsun o bölgenin, İslam aleminin bünyesinde, potansiyel bir tehlike olduğunun izahına şüphe yoktur. Fırat Nehri doğal yollarla kuruyacaksa, bu çok ani, şiddetli bir yer kabuğu hareketi veya iklim değişikliği sonucu olabilir.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Yeniçeri hadise şöyle mana vermekte: “Fırat ve Nil; Peygamberimiz (asv)’in bazı hadislerinde belirtilmesi bakımından son derece mühimdir. Fırat, Miraç’la alakalı bazı hadislerde geçtiği gibi, göklerle ilgili bazı hadislerde de geçer. Fırat’ın altındaki “altundan” dağ ile ilgili hadis Sahih-i Müslim’in Kitabü’l Fiten bölümünde geçmektedir. Peygamberimiz’in (asv) ifadesinden anladığımız kadarıyla Fırat’ın altından bir dağ ortaya çıkaracaktır. Nehrin suları çekilecek de, insanlar onun yatağında birtakım araştırmalar yaparken mi böyle bir hazineyle karşılacaklar, yoksa suları akarken mi? Her ikisi de mümkündür. Fırat ve Dicle birleştikleri için Peygamberimiz (asv) Dicle’yi de ifade etmiş olabilir. Hadiste belirtildiğine göre insanlar bu altını bulacak, bunun için çarpışacaklar ve bu yüzden çok kan dökülecek. Hadisten olayın kesin olarak gerçekleşeceğini anlıyoruz. Ne yazık ki bir hayır da getirmeyecektir. Benim anladığım kadarıyla bunu bir zenginlik ve hayır kaynağı olarak görmemek şart. Bazı zenginlikler musibet getirebiliyor. Ya da bu hadisi bir uyarı olarak da görebiliriz. Eğer bu bölgedeki ülkeler bunu bir uyarı olarak görürlerse ve ona göre hareket ederlerse çok büyük bir hayır da olabilir. Çünkü “mal” kelimesi hayır anlamına da gelir Arapça’da. Pek çok ayette “mal” yerine hayır kelimesi kullanılmaktadır. Çünkü mal insanların hayrına yaratılmıştır.”

Kaynak: Sorularlaislamiyet.com

Eğer burada geçen hazineden maksat, nehrin altında olması hadisesi, Mehdi’nin zuhuru zamanında meydana gelecektir. Bu ise, kesinlikle, Hz. İsa’nın inmesinden önce ve de ateşin çıkmasından öncedir.

Fırat’ın kaynaklarının Dünya üzerinde artan kuraklıktan zamanla nasibini alması sonucu nehir kuruyabilir. Eğer Fırat’ı doğrudan bizler dış müdahalelerle kurutacaksak, bu da bir amaca ulaşmak için olacaktır ki, belki de ‘altından dağ’ı fark ettikten sonra gerçekleşecek. Unutmamamız lazımdır ki Fırat bin kilometreyi aşan bir uzunluğa sahip. Dolayısıyla Fırat kuruduğu taktirde bu; Türkiye, Irak ve Suriye’den geçen tüm nehir yatağı yok olacaktır.

Böylece üç ülkeyi içine alan devasa bir arazide yeni bir zenginliğin ortaya çıkması söz konusu olabilir. Bölgede büyük petrol yatağı veya yeni bir yeraltı zenginliği ortaya çıkabilir. Ve bu durum zaten patlamaya hazır bölgede çatışma sebebidir. Fakat benim naçizane kanaatim bu bence su yüzünden olmayacak.