27 Eylül-16 Ekim 1529 tarihleri arasında; Avusturya başkenti Viyana’nın Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı kuvvetleri tarafından kuşatılması I. Viyana Kuşatması olarak adlandırılır. Bu savaş sonunda kale alınamamış ve Osmanlı ordusu İstanbul’a dönmüştür.
Kanuni Sultan Süleyman (1. Süleyman) 1529 senesinin mayısında sayısı 350 bine yaklaşan (bazı kaynaklara göre bu rakam 120 bin’dir) dev bir ordu ile Viyana’ya sefere çıktı. O yıl, dönemin en yağışlı yazı yaşanıyordu. Askerler, çamura saplanan toplarını geride bıraktı. Viyana yakınlarına da bu şartlar nedeniyle ancak beş ayda varabildi. Ordu yıprandı. Bu esnada Viyanalılara takviye geldi ve hazırlıklarını tamamladılar. Kuvvet sayılarını iki misline çıkardılar. Bu aksilikler yaşanmasa Kanuni, büyük olasılıkla Avusturyayı almış olacaktı. Kuşatmanın başarısızlığını kutlamak için pişirilen hilal şeklinde çörekler, asırlar içerisinde ilerledi ve Kruvasan mutfaklara girmiş oldu.
Savaşın kaybedilmesinin bir diğer nedeni Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın yağmalamaya izin vermemesi olarak da gösterilir. Şehri harap olmamış şekilde almak istiyorduk. Öte yandan olası yağmalama; hem halkın mukavemetini kıracak hem de Osmanlı askerlerini hızlandıracaktı. Ayrıca Sobieski’nin saldırısında paşa kuşatmayı kaldırmamış, düşmanlarına karşı etkili bir saldırı yönetmemişti. Tüm bu veriler ışığında geri hizmetteki kuvvetlerle birlikte toplamı 350 bini bulan Osmanlı ordusu bozgun yedi.
Kara Mustafa paşa bozgun sonrasında, yeni bir sefer yapmak istediğini padişaha belirtir ve masrafını karşılayacağını söyler. Ancak ulema ve bazı devlet adamları padişaha Merzifonlunun Avrupa’da yeni bir devlet kurabileceğini söylerler (Merzifonlu çok fazla düşmana sahipti). Bunun üzerine padişah ferman çıkarır ve Merzifonlu Belgrad’da idam edilir. İdamı sırasında hiç bir şekilde direnmemiştir. Kuşatmanın ardından şehrin en büyük kilisesinde, görevi Türklerin gelişini haber vermek olan bir memur 1960’lara kadar görevini sürdürür.