Şüphesiz her hususun en doğrusunu Allah (CC) bilir; isterseniz izaha devam edelim, ışın benzeri vücut yapılarından avantajlı sür’atleri, engelleri aşma bakımından hızları, uzun ömürleri ve biz insanların sahip olamadığı görme kabiliyetleri ile cinlerin insanlardan üstün olduğu iddia edilebilir ancak, yaratılmışların çoğuna üstün tutularak en güzel biçimde yaratılıp yeryüzünün halifesi kılındıkları için, muhakeme ve mantık ilk sırada olmak üzere genel özellikleri düşünüldüğünde, insanlar cinlerden kat kat üstündürler.
Ne var ki insanların anarşi çıkarmada ve kan dökmedeki olumsuzlukları yeryüzünde daha belirgindir. (Rahman 15, İsra 70,Tin 5, Bakara 30)
Cinler Gaybı Bilirler mi? de çok sorulan bir sorudur. İslamiyetten önce gök yüzüne çıkıp meleklerden bilgi çalma girişimleri, Hz. Muhammed çağı ile birlikte koruyucu güçlü melekler ve delici alev türünden güvenlik mekanizmalarıyla engellenmiştir. (Cin 8-10) Bu konuda kabul edilebilir farklı bir yorum için Elmalılının Hak Dini adlı eser incelenebilir.)
Geleceği bilebildikleri varsayımı ile değişik kültürlerde olduğu gibi İslamiyet öncesindeki Cahiliyet devrinde de yüceltilerek haşa Allah’a ortak dahi koşulan cinler, (En’am 100) geleceği hiç bir surette bilemedikleri gibi, tanık olup gözlemleyemedikleri olayları da yorumlayıp bilemezler.
Yüce kitabımız Kur’ân bu gerçeği bizlere açıkça belirtmektedir. (Sebe’14) Bu manada gayb bilgisi yüce Allah’a özgüdür. (Neml 65) Böylesine Allah’a has yani Mevlaya özgü bilgileri cinlerle ilişkilendirmek, tanrısal nitelikler atfederek cinleri Allah’a ortak koşmaktır.
Bu da Cehennemlik bir suçtur ve büyük bir günahtır. Cinler geleceği bilmek bir yana, yaşadıkları dönemin kendileriyle alakalı olayları dahi bilemezler. Lakin cinlerin özel bir ilgiyle takip edebilecekleri yakın maziye yönelik bilgiler edinmeleri teorik olarak mümkün olabilir. Ne var ki onlardan elde edeceğimiz bilgiler, alan kişi için bir miktar (!) anlam taşısa bile, genel için bağlayıcılık taşımaz, İslam hukukuna Şeriatına göre geçerli de kabul edilmez.
Cinlerden Güvenilir Bilgi Edinilebilir mi? sorusuna da cevap bulmak aramak gerekir. İslam alimleri arasındaki farklı düşünce ve görüşler bir tarafa konarak – cinlerden bilgi almak mümkün ve doğru kabul edilse bile- cin çağırma toplantıları gibi ortamlardan dolaylı alınacak yahut medyumlar, üfürükçüler, cinciler ve falcılar üzerinden elde edildiği ileri sürülecek uzak geleceğe ait bir takım bilgiler hiç bir surette güvenilir değildir.
Bu tür varsayımlara dayanarak yaşamlarımıza yön vermeye çalışmak, onlara tapınma olarak tanımlayabileceğimiz İslam dışı bir çaresizliktir. Hz. Peygamberin diliyle nakledecek olursak Kur’ân’a inançsızlıktır; inkara düşmektir. Yüce Allah şanın yüceltsin Peygamberimiz bizlere şöyle buyurmaktadır:
“…(Çünkü O sözler) cinlerin dostları olan kahinlere vesvese vererek/fısıldayarak aktardıkları, onların da yüz yalan daha katarak gelecekle irtibatlandırdıkları sözlerdir.” (Buharî Tıp 46)
“Kahine/gelecekten haber veren kişiye baş vurarak onun gelecekle ilgili sözlerini doğrulayan insan, Muhammed’e indirilen Kur’ân’a iman etmemiş/inkar etmemiş olur.” (Tirmizî Taharet 10)
Cinler İnsanlar Tarafından Görülebilir mi? başlığına da değinelim son olarak.
Bizler tarafından görülemeyecekleri içindir ki onlara “görülemez” manasında cin denmiştir ancak görülmez varlıklar olan Melekler ve Cin kökenli Şeytanlar gibi cinler biz insanları görebilirler. (İnfitar 10-12; Araf 27) Vücut yapımızdaki ve gözlerimizdeki boyut farklılığı perdeler sebebiyle insanların onlarla üçüncü kişilerde işitilebilir ve görülebilir şekilde bağlantı sağlamaları genel manada olası kabul edilmez. Ancak bu kuralın istisnai durumları vardır. Zira onların peygamberler tarafından görüldüğü ve kendileriyle görüşüldüğü bilinir.