Allah fakir fukaranın yardımcısı olsun demekle birlikte, insan eski kışları da hatırlamadan edemiyor… Fatih Sultan Mehmet Köprüsünün inşaatının başladığı ve KDV’nin hayatımıza girdiği 1985 yılına gidelim…Öyle bir kış ki trenler kara saplanıyor. Aç kurt ve domuz sürüleri uzaklardan şehre geliyor, su tesisatları patlıyor, insanlara evinizden çıkmayın uyarısı yapılıyor… Yakacak yok, ekmek yok – kar eritip içiliyor. Felaket iki metrenin üzerinde..
Vatandaşlar, “Benzer afet durumu” diyemeyeceğiz, daha kötüsünü 2 yıl sonra bir kez daha yaşar… Geçmiş hatalarından ders (!) alan Meteoroloji, 5 Mart tarihli hava raporunu, “hava parçalı bulutlu ve 14 derece olarak” şeklinde hazırlar… O gece başlayacak yoğun kar yağışının 4 gün süreceğini ise hesaba katmaz.
Merkezde 1, yükseklerde ise 4 metreyi bulan kar ve tipi hayatı felç eder. Yeşilköy Havaalanında dahi 86 cm kar vardır. Yağışlar 2 hafta sürekli, Nisan 1987’e kadar ise aralıklarla yağar. 23 Nisan’da bile sağda solda erimemiş kar yığınları görmek mümkündür… Eğitime haftalarca ara verilir.
Çöplerin toplanamadığı, yakacak bulunamadığı, sadece karaborsacıların kazandığı o yıl 36 İstanbullu hayatını kaybeder…
Daha eskilerde, örneğin 1929 tarihli kayıtlarda – tavuk ve kuşların İstanbul’un buzdan heykelleri olduğu bir kıştan daha bahsedilir. 55 günlük sürekli yağış yüzünden defin işlemleri bile yapılamaz, cenazeler ertesi gün gömülmek üzere mezarlıkta bırakılır.