Kaşıkçı Elması, Dünya üzerinde en çok bilinen 20 elmas arasında yer almaktadır. Günümüzde Topkapı Sarayı müzesinde sergilen ve kaşıkçı elması nerede saklanıyor sorularına cevap veren elmas; kesiminin oval oluşu ve dolayısıyla da kaşığı andırmasıyla bu ismi alır. 86 karat ağırlığındaki bu değerli elmasın Osmanlı Sarayı’na nasıl geldiği hususundaki bilgiler de, rivayetten öteye geçmemekte. Kaşıkçı Elması iki sıra 49 adet pırlanta ile çevrelenmektedir. Kaşıkçı elması maddi değeri için az çok bilgi sahibi olabileceğimiz bir detay bizce. Gram olarak ağırlığı 17.5 grama tekabül etmektedir.
Dünyanın en çok bilinen elmasları arasında yer alan Kaşıkçı elması ile alakalı kayıtlara geçen ilk efsaneye göre 1774’te Fransız subayı Pigot, bu elması Hindistan’ın Madaras Mihracesi’nden satın alarak beraberinde Fransa’ya götürür. Bir süre sonra tekrar satılığa çıkan elması Napolyon’un annesi satın alarak uzun süre göğsünde taşır. Ne var ki, Napolyon’un sürgün yıllarında, oğlunu kurtarmak için annesi de elması mecburen satacaktır. İşte o yıllarda, Fransa’da bulunan, sonradan devlete karşı ayaklandığı için öldürülecek Tepedelenli Ali Paşa’nın bir görevlisi, paşa adına 150 bin altın bedel ile elması satın alarak paşaya getirir. Çok daha sonraları paşanın varlıklarına el konulacak ve tüm mal varlığı hazineye devredilecektir. Böylelikle, Napolyon’un annesinden satın alınan “Kaşıkçı Elması” bu hikayeyle de hazineye girmiş olur.
Kaşıkçı Elması ile ilgili bir başka romantik ve diğerinden daha sık dile getirilen rivayet ise şöyle:
1699’ların İstanbul’unda; her bölgenin, semt ve mahallenin kadı tarafından atanan ayrı bir çöp toplayıcısı varmış. Baldırıçıplak denen bu kişiler topladığı çöpe göre vergi ödermiş. Bu kişilerin buldukları ise kendilerine kalır, hayatlarını da bunları satarak kazanırlarmış. İşte bu fakirlerden biri, belli olmayan bir tarihte Eğrikapı – Suriçi sahiline inmiş ve çamurdan arındırdığı eşyaların arasında, yuvarlak bir taş bulmuş. Devamında taşı alarak, ‘oymacı’ diye tabir edilen kaşıkçıya gitmiş tabi. Ve hikaye odur ki üç tahta kaşık karşılığında, taş parçasını satmış. Kurnaz kaşıkçı ise taşı hiç vakit kaybetmeden, komşusu olan kuyumcuya götürmüş ve 10 akçeye satmış. Devamında ise durum daha da karışır:
Bu arayıcı esnafı, topladıkları çeşitli süprüntüleri sepet ve küfelerle haliç ve boğaz kenarlarındaki tanzifat iskeleleri’ne götürür, toplanan çöpler deniz kenarlarında çamur teknelerinde deniz suyuyla yıkanarak taksim edilirdi. Çöpte akçe, mangır veya işe yarar başka şeyler bulunursa bunlar çalışanların olurdu.
10 akçeye taşı alan kuyumcu, bir başka arkadaşına danışmak için değerli taşı gösterince – ellerinde ne kadar kıymetli bir taşın olduğunu fark ederler zira ikinci kuyumcu adeta büyülenmiştir. Başlarlar kavgaya. Kavgaları o kadar büyür ki, sonunda konuya ‘kuyumcubaşı‘ dahil olur. Uzatmayalım, işin üzerine fazla gitmeyip seslerini kessinler diye, en şişkininden birer kese altın verip gönderir kuyumcuları. Taş artık kuyumcubaşının zimmetindedir.
Ancak bu hadise, ‘Saray-ı Hümayun’ çevrelerinde de konuşulmuş olacak ki, Osmanlı’nın en güçlü sadrazamlarından Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa’nın kulağına gitti mesele. 19. Osmanlı Padişahı IV. Mehmet (Avcı Mehmet) döneminin paşası hem çok zeki, hem de kültürlü bir adamdı. Anında duruma el koyup, Hatt-ı Hümayun’la elması Osmanlı Hazinesinin malı haline getirdi. Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş işlenince 86 karatlık armut biçiminde nadide bir elmas meydana çıkar. Kuyumcubaşı’ya ise Kapıcıbaşılık rütbesiyle bir kese bahşiş hediye edilir.
- Kadife üzerinde sergilenen elmasın şekli kaşığa da benzer ama Adnan Kaşıkçı’yla ilgisi yoktur.
- Vaktiyle rahmetli Michael Jackson’un klip çekimlerinde kullanmak istediği ancak izin verilmeyen elmastır.
- Meşhur döviz kıtlığı çekilen 1970 ve 80’lerde satılarak dertlere deva olacağına inanılırdı.
- Uğur Dündar, Topkapı Sarayında teşhir edilen versiyonunun sahte olduğunu iddia eder.
- Kaşıkçı elması hikayesi itibariyle masallara romanlara konu olsa da mevcudiyeti tamamen gerçektir.
- Kaşıkçı elması şu an nerede sorunuza “Topkapı Sarayında” diyerek cevap verelim.
Yine de elmas, Hintli bir balıkçının, şu an elmas yatağı olarak kullanılan bir nehirde ağına takılan kütleyi incelemesiyle ilk kez bulunur. şu an yaklaşık 86 karatlık elmas, 1600 lü yılların başlarında ilk işçiliğini görmüştür. Paha biçilmez değeri ve nadirliği yüzünden, Kaşıkçı Elmasının ve diğer 49 küçük elmasın tam olarak gemolojiksel ve mineralojiksel incelemesi henüz mümkün olmamıştır. Kaşıkcı elması ile ilgili bir kitap okumak isterseniz bu esere göz atabilirsiniz.