Dünyanın en meşhur tablolarından biri olan ve ülkemizde de 80’lerde neredeyse her evde bulunan “Ağlayan Çocuk” hakkında ilginç iddialar var. Şilinin başkenti Santiago’da, bir cadılar bayramı parti afişinde “Ağlayan Çocuk” tablosu kullanılınca medyumlar ayağa kalktı.
Ülkenin ünlü medyum grubu, “Ağlayan Çocuk” resminin, tüm dünyada lanet saçtığını ve Şili’de de yüzlerce kişiye uğursuzluk getirdiğini söyleyerek tablonun yasaklanmasını istedi. İnanışa göre bu tablo insanlara “yaralanma”, “boşanma”, “sevdiğinden ayrılma” gibi kötü şans getiriyor. Haberi manşetten veren ülkenin en çok satan gazetesi “Lun” isteğe destek verdi. Şili, şimdilerde “Ağlayan Çocuk” tablosunun kendilerine lanet ve kötü şans getirdiğini söyleyen insanların hikayeleri ile çalkalanıyor.
Ağlayan Çocuk ile ilgili lanet efsaneleri sadece Güney Amerika’da yaygın değil. Özellikle İngiltere’de, 80’li yıllarda yayılan söylentilere göre, tablonun olduğu evlerde yangın her şeyi kül etse de bir tek tablo sağlam çıkıyor. İngiltere’de hiçbir itfaiyeci, bu nedenle tabloyu evine sokmuyor. 1985’te tabloid “The Sun” Gazetesi, bir kampanya düzenlemiş ve bir meydanda okuyucularını toplayarak bu tabloyu yakmıştı. İnanışa göre bu tablo bir eve asılınca, o ev mutlaka bir kez yangın tehlikesi geçiriyor. İtalyan Bruno Amadio tarafından çizilen bu tablo 80’li yıllarda bir efsane olmuştu.
Venedikli olduğu söylenen İtalyan ressam Bragolin’in hayatı hakkında elimizde çok fazla bilgi yok. Buna benzer pek çok erkek çocuk portresi, ona mâl edilmiştir. Şehir efsanelerine göre, 1985’de yanan bir evden tek kurtulan şey, lanetli bu çocuk portresi olur. Bulunduğu mekanlara yıkımdan başka bir şey getirmez. İçinde bulunduğu ev yansa dahi, tabloya bir şey olmaz. İngiliz itfaiyeciler, pek çok yangında, bu tablonun taklitlerinin zarar görmeden kurtulduğunu öne sürerler.
Hakkında elimizde pek yeterli bilgi bulunmayan bu tablo, “Cry Boy”, “The Crying Boy” ya da “Die Weinenden Jungen” olarak bilinir. İngiliz basını 80’lerde aylarca bu konuyu işlemişti.