Mankurt Efsanesi ve Bilinmeyenler

Türk, Altay ve Kırgız efsane kaynaklarında sıkça adına rastlanan, son aylarda da “mankurt” ve “mankurtlaştırma” olarak sıkça adı geçmiş Mankurt; bazı işlemler sonrasında benliğini kaybederek kendisine acılar çektiren düşmanının kuklası haline gelmiş bir bilinçsiz ve zavallı köledir. Mankurt olacak kişinin kazınmış başına ıslak deve derisi sarılır ve elleri kolları bağlı halde Güneş altında uzun bir süre bırakılır. Kurudukça gerilen deve derisi, başı mengene gibi sıkarak büyük acılar verdiği şahsın aklını kaybetmesine neden olur. Böyle bilinçsiz ve her isteneni sorgusuzca yapan bir köle elde edilmiş olur. Cengiz Aytmatov’un 1980’de kaleme aldığı Gün Olur Asra Bedel adlı eserinde, Orkun Uçar’ın ise Metal Fırtına 2 / Kayıp Naaş adlı öyküsünde bu karakterlere sıkça rastlanabilir.

Mankurt nedir? | Mankurt nasıl yapılır?

  1. Saçlar iyice kazınır.
  2. Devenin boyun derisi kafaya iyice geçirilir.
  3. Bu şekle getirilen Mankurt adayı çölde güneş altında birkaç gün bırakılırdı.
  4. Kafaya yapışan deve derisi kafa derisiyle bütünleşmiştir ancak kazınan saçlar yeniden uzamaya devam eder.
  5. Zaten sert deve derisi sıcağın yardımıyla sertleşir ve uzayan saçlar deriyi delerek uzamaya devam edemez.
  6. Saçlar içeri uzamaya başlar. Ters uzayan saçların kafatasını delip beyne ilerlemesiyle mankurt büyük acı çeker.

Bu yoğun acılara dayanamayan mankurt bir müddet sonra kuklaya dönecektir. Hafızasını yitirir, anne-babasını dahi tanımaz. Aklını çalıştırıp düşünemez hale gelir. Bu nedenle sahibi ne söylerse ona itaat eder. Kişi, “sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşma” temalarını anlatacağı bir ortamda mankurt efsanesine başvurabilir. Sözcük Türkçedeki Mankafa tabiri ile aynı kökten gelir ve benzer manalar içerir.