Bol güneş seven, kuraklığa da dayanıklı Nar; yüzlerce tanecikten oluşmuş, hafif ekşi ve bazen tatlı olan, ılıman iklimlerde görülen bir meyve türüdür. Nar -10 °C’ye kadar soğuğa dayanabilir. Akdeniz bölgesinde birkaç bin yıldır ekilmekte olan narın ilk kez İran’da ortaya çıktığı düşünülmektedir. Afganistan ve Pakistan’dan Himalayalar’a kadar geniş bir alanda görülür.
Gürcistan, Ermenistan ve Karadeniz’in doğu kıyılarında yabani nar bahçeleri bulunabilir. Latince isminin ‘Fenike Elması’ olması, Fenikelilerin yemişi Akdeniz havzasında taşımış olduklarını akla getirebilir. Narlar için yıllık 500 mm yağış yeterli olmaktadır. bitki, yazın aralıklarla sulanırsa verim artmaktadır.
Tarih öncesi çağlardan beri Akdeniz ülkeleri ve Kafkaslar’da nar yetiştirilir. Nar, kurak iklimlerde de yetişebildiğinden, Güneydoğu Asya’da, Malezya’da, tropikal Afrika’da da yetiştirilir. Ermenistan, Azerbaycan, Türkiye, İran ve Hindistan nar yetiştiriciliği yapılır. Bir nar meyvesinde 600 civarında tohum bulunur. Tohumları meyve olarak yenildiği gibi, gövde-kök ve dal kabukları ile meyve kabuğu da tıbbi olarak kullanılır.
Kuranı Kerim’de nar sözcüğü 3 kez geçer: Enam Suresi 99 ve 141, Rahman Suresi 68. Bunların ilk ikisinde nar, Allah’ın yarattığı güzel şeylerin bir örneği olarak verilmiştir, üçüncüsünde ise cennetteki bir meyve olarak nakledilir.
- Tohumlar arasındaki beyaz liflerin de ayrılması gereklidir. Yapmanın kolay bir yolu, su dolu bir kaba koymaktır.
- Nar ekşisi olarak salataya tat vermede, eti terbiyede veya doğrudan içilerek de tüketilmektedir.
- Domatesin İran mutfağında henüz görülmediği dönemlerde, nar şurubu çok yaygın olarak kullanılmıştır.
- Yunanistan’da zaman zaman yoğurt ile karıştırılmakta veya reçel gibi ekmeğe sürülüp kahvaltıda tüketilmektedir.
- Bir bardak nar suyu, bir yetişkin insanın günlük C vitamini gereksiniminin yüzde 16’sını karşılar.
- Kabuğu, ishale karşı (yüzde 15’lik) çay halinde kullanılabilir. Nar, çarpıntıya iyi gelir. Mideyi kuvvetlendirir.
- Virüs önleyici yapısından dolayı diş taşı temizlemede kullanılır.
- Ülkeler arası nar üretim miktarı sıralamasında Türkiye; İran, Hindistan ve Çin’den sonra 4. sıradadır.
- 2002’de 3 milyon ağaç ve 50-60 bin ton üretim vardı. 2010’da 13 milyon ağaç ve 315 bin ton üretime ulaştık.
- Antalya üretiminin %37,9 karşılar. Sırasıyla Muğla, Denizli, Mersin, Gaziantep, Aydın, Hatay, Adana izler.
- Yahudi ve Hristiyan folkloruna göre, Adem ile Havva’ya yasak olan meyve elma değil, nardır. Doğruluğu simgeler.
- Hristiyanlar dini süsleme sanatında narı, sıklıkla kullanılan bir motif olarak benimser.
- Çingeneler, mevsim gelmeden koparmanın büyük günah olduğuna inanır, hasadını ‘nar bayramı’ adıyla kutlar.
- Ortadan ikiye bölün. Sonra ters çevirip dış kabuğunu büyükçe bir kaşık ile dövün, taneler kolayca dökülecektir.
- Nar çekirdeği yağından yapılan sabun ve cilt bakım malzemeleri uzun zamandır oldukça revaçtadır.
- Her gün içilen nar suyunun sadece 1 ay içinde karındaki yağ hücrelerinin gelişimini yavaşlattığı tespit edilmiş.
1700’lerde İspanyollar tarafından Latin Amerika ve Kaliforniya’ya da taşınan nar, 2000’lerden itibaren Kaliforniya ve Arizona’da ticari bir ürün olarak değer kazanmıştır. Ülkemizde nar yoğunlukla Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yetişir. Denizli Irlıganlı dolaylarında yoğunlukla yetiştirilmektedir. Ayrıca Irlıganlı’da yetişen narlar ihracat ürünü olarak en çok tercih edilen nardır.
İspanya’nın güneyindeki tarihi bir şehir olan Granada da adını nar meyvesinden almıştır. Atlamadan belirtelim, narlarda yumuşak çekirdeklilik, tohum kabuğunun derece daha az odunlaşması ya da çok az sertleşmesi (odunlaşması) ile oluşmaktadır. Halk arasında bu tip narlara genellikle çekirdeksiz nar denilmektedir.