Hz. Peygamber efendimizi bu dünyada; rüya halinde yahut uyanıkken görmek için neler yapılması gerektiğini anlatan bir çok eser mevcuttur. Sizler için bunları özetlemek ve sizlere faydalı olmak isteriz:
Ebu Hureyre (RA) rivayetli bir hadisi şerifte peygamber efendimiz bizlere şöyle seslenmektedir: “Kim cuma gecesi iki rekat namaz kılar; her rekatta bir Fatiha, bir Ayetel Kürsi, on beş defa da Kulhuvallâhü Ahad suresini okursa; namazın sonunda ise bin defa: ‘Allâhümme salli alâ Muhammedin nebiyyil ümmiyy’ diyerek salavat getirirse diğer cuma (haftası) tamamlanmadan beni rüyasında görür. Kim beni görürse ona cennet vacib olur; geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.”
Haramlardan ne kadar sakınıyoruz, sünnete ne kadar bağlıyız, Dünya ve içindekilere ne kadar soğuğuz bunları da düşünmek kendi yaşantımızı sorgulamak gerekir. Hemen hevesiniz kırılmasın ve tatbik etmekten geri durmayın. Şüphesiz her konunun en doğrusunu ve en uygun zamanını yüce Allah (CC) bilir. Allah’ın lütfu keremiyle açılmayacak kapı, çözülmeyecek konu yoktur. Unutmadan hatırlatalım söz konusu salavat sırasında dünya kelamı konuşmamak en uygunu olacaktır.
Alimler ve ulema konuyla alakalı misallerinde derler ki, yatarken tuzlu yiyen uykuda ciğeri yanar halde nasıl kendini hep soğuk suların başında görürse, Resûlüllah’ın aşkıyla insanın ciğeri yanmalı ki rüyasında O’nu görebilsin. Basit arzular ve cılız istekler bunun için kafi değildir.
Peygamber efendimizi rüyada görebilmek için yüce Allah ve resulünü çok sevmek, sık salavat getirmek, bir yandan farzları yerine getirirken sünnetlere de sıkıca sarılmak, emirlere uyarak nehyettiklerinden kaçınmak, günahlardan temizlenmeye çalışmak gerekir.
Peygamber Efendimiz’i rüyada görme hususunda İslam alimlerinin farklı görüşleri olduğu biliniyor. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tüm Müslümanlara şöyle buyurmaktadır: “Beni rüyada gören kimse, uyanıkken de öylece görecektir –veya sanki beni uyanıkken görmüş gibidir–. Çünkü şeytan bana benzeyen bir şekle giremez.”
Efendimizi görebilmeyi inanıyoruz ki her mümin canı gönülden arzu eder lakin çok azımız buna muvaffak olur. Peygamberimizi görebilmek için aşk derecesinde bir arzu ve alaka duymaya başladığımız zamanlarda çok çok salât ü selam getirmeli, yatarken de sürekli olarak şu duayı okumalıyız: “Allahümme Rabbe’l-beldeti’l-harâm, ve’ş-şehri’l-haram. Ve’l-haremi’l-haram. Ve’r-rükni ve’l-makam. İkra’ alâ Nebiyyinâ Muhammedin Aleyhissalâtü vesselâm minne’s-selâm…” – “Ey haram beldesinin, haram ayının, haram olan haremin ve rükn ile makamın Rabbi olan Allah’ım, Nebîmiz Muhammed Aleyhisselâm’a benden selam ulaştır ve ona olan sevgi ve hürmetimi duyur.”
Alakalı hadislerden öğrendiklerimiz şu şekilde özetleyebiliriz: “Resûlullah Efendimiz’i rüyada gören, gerçekteki şekil ve suretiyle görmüş olacaktır. Peygamberimiz’i vefatından sonra rüyada gören kişi ahirette uyanık halde görecektir. Bu, onu rüyada gören kimse için aynı zamanda bir cennet müjdesidir. Şeytan sağlığında da ölümünden sonra da Peygamberimiz’in suretine giremez. Peygamberimiz’i rüyada gören ise sahâbî sayılmaz.”