Cumhuriyetin ilk yıllarında farklı çeşitleri olsa da; son yıllarda, genellikle anason tohumu ile aromalanan alkollü bir içki olan rakı, Osmanlı’nın son yıllarında Rumeli’deki gayrimüslimler tarafından üretilmeye başlanmış, buradan Anadolu’ya yayılmıştır. Rakı kelimesi, köken ve sözcük anlamı “damıtılmış” olan Arap arak içkisinden gelmektedir görüşünü savunanlar da mevcuttur. Daha da eskilere gidenler; “ismini razaki üzümünden ya da kımız’dan elde edilen arik’den almıştır.” der. Rakı tutkunlarına ise ‘arak-nuş’ adı verilmiştir o vakitlerde.
İşin tarif kısmına pek girmek istemiyoruz ancak şimdilerde rakı, şişelenmeden önce en az 1 ay süreyle dinlendiriliyormuş. Hacmen ise yüzde 40’lık bir alkol oranına sahip. Bulgaristan’a yolunuz düşerse etkili ve gayet sert meyve rakılarından bulabilirsiniz. Bu arada “arak”, palmiyenin şekerli suyundan, hurmadan ve pirinç mayasından elde edilen rom benzeri bir içkidir. İsim benzerliği harici lezzet olarak biraz farklıdır.
Genellikle üzüm ve erikten yapılan bu rakı, Türk rakısına oranlar daha tatlıdır ve hemen sarhoş yapar. Targovitsche, Pechterska ve Mastika isimleriyle piyasada görmek mümkündür. Yine Yunanistan’da sakız aromalı rakı Mastika ismiyle anılır. Türkiye’deki rakılarda kullanılan anason çeşidi azdır, kullanılan alkol miktarı ise fazladır. Bölgede; Makedonya’daki Türkler arasında da sarı rakı popülerdir. Rengini içinden beklediği meşe fıçılardan, meşe çubuklardan alır. Balkan ülkelerini bir kenara bırakırsak; Fransa, İspanya ve Portekiz’de bu içkinin genel adı anis veya pastis’tir. Aynı rakıda olduğu gibi su katıldıklarında kirli sarı-beyaz renk görülür. İtalya’da sambuca ve Slavcada ise düziko ismine sahiptir.
Meyhanelerde yemeğin bitiminde rakıyı servis eden kişi tarafından ikram edilen bu son rakıya ‘yolluk’ ya da ‘caba’ denir. Bazen de ‘cila’ denilen bira servisi de yapılır. Cevizli Patlıcan Salatası, Çoban Salatası, Fasulye Piyazı, Yoğurtlu Semizotu Salatası,Yoğurtlu Patlıcan Salatası, Karışık Turşu, Zeytinyağlı Lahana Sarması, Bakla Fava, Hibeş, Tarator, Şaka Şuka, Haydari, Mamzama, Arnavut Ciğeri, Humus, Karnabahar Pane, Fırında Sarımsaklı Domates, Patates Köftesi ve Kalamar diğer önemli rakı mezeleri’ndendir.
Rakı hakkındaki diğer önemli hususlar:
- Ezine peyniri, kavun rakının kadim dostlarıdır. Bulunabiliyorsa Topatan yoksa Kırkağaç kavunları tercih edilir. Bade, leylekboynu, bülbül ağzı, çay bardağı, kristal kadehler, çeşmi bülbül tarihte öne çıkan kadehlerden sadece birkaçıdır.
- Rakıyı soğuk tutmak üzere hazırlanmış kap Ehlikeyif olarak bilinir. Eriyen buz tadını sevmeyen rakı severler tarafından tercih edilir. Etrafındaki hazneye kırık buzlar konularak; rakının hem soğuk kalması, hem de sulanmaması sağlanır.
- Bazı sofralarda alkolün etkisini zayıflatmak için ara kahvesi ya da ara çayı içilir. Karadeniz’de rakıya ara verip bir bardak demli çay içilmesi ya da ara kahvesi, son yıllarda İstanbul gecelerinde görülen bir yöntemdir. Tuzlanmış küçük balıklardan hazırlanan ançüez yine rakı severler tarafından tercih edilir.
- Taze ceviz ve taze badem de rakının dostu çerezlerden ancak beyaz leblebi mide dostudur. Bunun yanı sıra çağla da hem taze, hem fırınlanmış olarak tercih edilebilir.
- Rakı tüketimine geçmeden önce zeytinyağlı cacık mideyi muhafaza eder. Cacık bulunmayan ortamda ise bir çorba kaşığı zeytinyağı da benzer bir etki gösterir. Rakının yanında içilen ayran, soda ya da yemek finalinde alınan bir Türk kahvesi de koruyucudur. Rakının diş ağrısına iyi geldiğine inananlar da çoktur.
- Masada bulunan herkes her kafasına estiğinde şak-şuk kadeh tokuşturmaz, kadeh kaldıramaz. Yaşı genç olanın, mevkisi düşük olanın kadeh kaldırması ortamlarda ayıplanır. Kışın içilen rakının en iyi arkadaşlarından biri olan ayva, kimi zaman üzerine toz tarçın serpilerek, kimi zaman da ateşte közlenerek yenir.
- Rakı da, su da, saatler önce buzdolabına konmuş olacak. Evde ise rakı şişesi, su sürahisi devamlı buzdolabında duracak. Ciddi meyhanelerin tüm bunları dolapta beklettiği bilinir. Soğuk bardağa önce soğuk su, devamında soğuk rakı dökülür. Su da, rakı da ince iplik gibi ve çok yavaş akıtılır.
- Bir duble rakı 250 kaloridir ve inanılmaz ödem yapıyor. 4 duble rakı, mezeler ve haydari tırtıklayarak tartıda uçabilirsiniz.
17. Yüzyılda Evliya Çelebi’nin “arakçı” esnafından bahsettiğine rastlarız. İkinci Abdülhamit’in Başmabeyincisi, Sarıcazade Ragıp Paşa’nın, Tekirdağ yolu üzerinde «Umurca Rakı Fabrikası» nı kurduğundan da bahsedilir. Alem, Elif ve Ağa rakıları, rakı tutkunlarının sevdiği rakılardı. O günlerde piyasada Deniz Kızı, Erdek ve Bozcada’da (Tenedos) Rakısı da mevcuttu! İzmir’deki ‘Anastapoulos” kardeşlerin şimdiki Bornova Caddesi’nde bulunan meyhanesi, rakı fıçılarının üzerinde ailenin amblemi olan bir aslan ibaresi bulundurduğu için “aslan sütü” deyişinin de bir bakıma kaynağı olmuş.